Wednesday, January 30, 2008

ÇOĞULDAN DANTEL

KASIKLARIMDA SEN
YASAKLARIMDA SEN
ÇOĞULA KATILDIM
TEKİLE SATILDIM....
ANADAN ÜRYAN KOVULDUĞUM
KENT.
BAĞIL NEMİNİ SAĞDIĞIM AĞIL
KURT DERİNİ TOPRAKLARDA
KÜRK SORUNU
KRAL ÇIPLAK !!!
KASIKLARIMDA SEN
YASAKLARIMDA SEN..
ANNEM TRANSANDANTAL MEDİTASYONUNDA
DANTEL FİFTY SENT.

zd

Monday, January 28, 2008

Saturday, January 26, 2008

ENERJİ KAYNAĞI AZLIĞI VE KÜRESEL ISINMA

ÇİN ISINMA PROBLEMİ ÇEKTİĞİ İÇİN TREN YOLUNDA " ÖNCELİKLERİNİ" DEĞİŞTİRDİ.KÖYDE TEZEKLE ISINIYORDUK TÜRKİYEDE 1960 ÖNCESİ.GERÇİ BEN O ZAMAN PORTAKALDA VİTAMİNDİM AMA PORTAKALIN VİTAMİNİNDEN BİLE ENERJİ KAYNAĞI ÜRETEBİLECEK KONUMA GELMELİYDİK 1960 DAN 2008 E..PEYGAMBER EFENDİMİZ NE DEMİŞ YARINI BUGÜNE EŞİT OLAN ZARARDADIR.ÇİN HEP BİRLİKTE ZIPLASAK AMERİKA DA DEPREM OLUR DİYO YA, İNSAN TEZEĞİNDEN ISINMA ENERJİSİ ÜRETSELER HEP BİRLİKTE "BAŞKA BİR FAALİYET YAPARAK" KÜRESEL ISINMAYI DURDURABİLİRLER DEMEK Kİ:)))

Friday, January 25, 2008

AĞAÇ

BU AĞAÇ ÇOK GÜZEL BİR AĞAÇ
RESİM DEĞİL SAHİCİ...
KARINCALAR TEK SIRA
KIT A DUR BİR Kİ...
İKİ İSİM KAZILI ÜSTÜNE
BİRİ CAN ÖBÜRÜ ZİŞAN..
SÖKMEYECEKLER DEĞİL Mİ
SÖKMEYECEKLER SÖYLE
KÖKÜ SAĞLAM BU AĞACIN DE
GÖTÜREMEZ LABARATUARINA
KÖK HÜCRE İÇİN.
CAMBRİDGE'DEN ARKEOLOG BİRİ GELSE
KESİŞSE BU AĞACIN ÜSTÜNDE TIP VE ANTROPOLOJİ
BU AĞAÇ ÇOK GÜZEL BİR AĞAÇ
RESİM DEĞİL SAHİCİ..
DALLARINA YUVA YAPTI BİR KARAKUŞ
YUMURTASI ÇATLADI NAMLUSU SICAK
İKİ KİŞİ DUDAK DUDAĞA VERDİ
BİRİ CAN,ÖBÜRÜ ZİŞAN...
HA UÇTU HA UÇACAK
AĞACIN GÖLGESİ...
BU AĞAÇ ÇOK GÜZEL BİR AĞAÇ
RESİM DEĞİL
SAHİCİ...

zd 24 ocak 2008

Thursday, January 24, 2008

ELMA BAHÇESİ

BAY X: sana bişey diyeceğim.ama senden izin almadan yapmak istemedim.bu resmini büyütüp çercevelip evimin bi duvarına asmak istiyorum.sadece estetik açıdan çok hoş.seni gördüğümde sanki kendimi daha mutlu hissediyorum.izin verir misin?

SİYAHKİSSROCK: eskitme gönlünde beni diyişimi ; yüksükle dik kendine beni, kanamasın biryerin olarak algılayacaksın biliyorum...ama birden ve kendinden başka pozitif tam böleni olmayan sayılara asal sayı, dünyada tüm zulümler yasalken senin çerçeveleyip odana astığın kadına dokunamamayaşına yasak aşk denir....ben izin veririm de bu,bahçeden elma koparmaya benzemez.....

KİM BU GİZLİ HAYRANIM?

SİYAHKİSSROCK: sizi listeme eklemeden önce nerden tanıştığımızı öğrenebilir miyim?

BAY X: özür dilerim bir yanlışlık oldu.kusura bakmayın.

SİYAHKİSSROCK:ekleme talebinizi yanlışlıkla kabul ettim .kusura bakmayın:)

BAY X : eee daha daha nasılsın? :-)) sanırım ressamsın.bu çok güzel.sanatla uğraşmak insanlığa hizmettir.tabi bu benim görüşüm.ama sürreal çalışmaların haytalık olduğunu düşünürüm hep:-)) ne bileyim sanki üretimin durduğu zamanlarda devreye giren bir kurtarıcı güç.aslında resimden pek anlamam.ama sadece sürrealizm hakkında böyle düşünüyorum.saçmalamadım değilmi?:-))

SİYAHKİSSROCK: gerçeğin üstünlüğü karşısında aciz kaldığım zaman gerçeküstücülüğe yani sürrealizme sığınırım.kurtarıcı güç olduğu kanısına bu noktada katlıyorum.su eğimden dolayı akmaz çünkü yeni bir gerçekliğin şekline bürünme hissiyle dolu arayış içinde bi maddedir.su eğimi azaldığı için değil artık yorulduğu için biriktirmeye başlar.salvador dalinin akan zamanlar resmi bunu çok iyi açıklayan bir birikimdir....iyiyim teşekkür ederim.

BAY X: "SANA BAKMAK: Herşey yapılabilir Bir beyaz kağıtla Uçak örneğin, uçurtma mesela. Altına konulabilir Bir ayağı ötekinden kısa olduğu için Sallanan bir masanın. Veya şiir yazılabilir Süresi ötekilerden kısa Bir ömür üzerine.. Bir beyaz kağıda Herşey yazılabilir, Senin dışında.. Güzelliğine benzetme bulmak zor, Sen iyisimi sana benzemeye çalışan Herşeyden: Bir gülden bir ilk bir sonbahardan sor. Belki tabiattadır çaresi Senin bir çiçeğe bu kadar benzemenin.. Ve benim Bilinci nasırlı bir bahçıvan çaresizliğim.. Anlarım bitkiden filan Ama anlatamam Toprağın güneşle konuşmasını Sana çok benzeyen bir çiçek yoluyla Sen bana ışık ver yeter Bende filiz çok.. Köklerim içimde gizlidir Gelen giden, açan soran, bere budak yok Bir şiir istersin "içinde benzetmeler" olan Kusura bakma sevgilim Heybemde sana benzeyecek kadar Güzel birşey yok Uzun bir yoldan gelen Tedariksiz, katıksız bir yolcuyum Yaralı yarasız sevdalardan geçtim Koynumda bir beyaz kağıt boşluğu Herşeyi anlattım.. Olan olmayan, acıtan sancıtan.. Bilsem ki sana varmak içindi Bütün mola sancıları Bütün stabilize arkadaşlıklar Daha hızlı koşardım Severadım gelirdim Gözlerinin mercan maviliğine.. Sana bakmak Suya bakmaktır.. Sana bakmak Bir mucizeyi anlamaktır.. Sağa sola bakmadan yürüdüğüm yollar tanıktır Aşk sorgusunda şahanem Yalnız kelepçeler sanıktır Ne yazsam olmuyor Çünkü bilenler hatırlar.. Hem yapılmış hem yapma çiçek satanlar Bahçıvan değil tüccarlardır Sen öyle göz, Sen öyle toprak ve güneş ortaklığı Sen teninde cennet kayganlığı iken, Sana şiir yazmak ahmaklıktır.. Bir tek söz kalır Dişlerimin arasından Ben sana gülüm derim Gülün ömrü uzamaya başlar Verdiğim bütün sözler Sende kalsın isterim Ben sana gülüm derim Gül sana benzediği için ölümsüz.. Yazdığım bütün şiirler Sana başlayan bir kitap için önsöz Sana bakmak Bir beyaz kağıda bakmaktır. Her şey olmaya hazır sana bakmak suya bakmaktır.. gördüğün suretten utanmak.. sana bakmak bütün rastlantıları reddedip bir mucizeyi anlamaktır.. sana bakmak Allah’a inanmaktır.
şiiri yazan"Yılmaz Erdoğan...

siyahkissrock: BU SIIRE SEVGILI HINCAL ULUCUN MAKALESINE KONU ETTIGI BIR HIKAYEYLE CEVAP VERMEK ISTIYORUM :gunluk yaşamının yarısından fazlasını okumakla geçirirdi Cüneyt Ağabey.. Okuduklarından seçtiklerini de dostlarına yollardı. Öyle bir yazıya 80 adres yazıp herkese değil.. Herkese, ona uyan, onun için seçilmiş yazılar bulurdu, özenle.. Benim köşeme çok katkısı olmuştur, yolladığı yazıların.. Bu sonuncusuydu, eğer öbür taraftan yollamaya başlamazsa.. Çarşamba günü kutumuza tıklamış. Cuma günü Yasemin dosyama koymuş. Cumartesi Cüneyt Ağabey'i kaybettik.. İşte o yazı.. **Bir üniversite profesörü öğrencilerine su soruyu sorar; - Var olan her şeyi Tanrı mı yarattı? Bir öğrenci ayağa kalkar ve cevaplar.- Evet, her şeyi Tanrı yarattı! Profesör sorusunu yineler ve öğrenci yine "Evet efendim" diye cevaplar.Profesör devam eder.- Eğer her şeyi yaratan Tanrı ise ve şeytan var olduğuna göre şeytanı da Tanrı yaratmış olur. Çalışmalarımızda uyguladığımız kesinleştirme prensibine göre de Tanrı şeytandır.Öğrenci böyle bir önerme karşısında şaşırır ve yerine oturur. Profesör öğrencilerine bir kez daha Tanrı'nın içindeki kaderin bir efsane olduğunu kanıtlamaktan ötürü oldukça mutludur. Bu arada başka bir öğrenci ayağa kalkar ve "Bir soru sorabilir miyim profesör" der. Profesör sorabileceğini söyler.Öğrenci "Soğuk var mıdır" diye sorar. Profesör; "Nasıl bir soru bu böyle, tabii ki vardır" diye cevaplar. "Sen hiç soğuktan üşümedin mi?" Öğrenci "Aslında, fizik yasalarına göre soğuk yoktur; yaşamda/ gerçekte biz soğuğu sıcaklığın yokluğu olarak düşünürüz. Herkes veya nesneler o enerji oradaysa veya bir şekilde enerji iletiyorsa onu deneyimler. Örneğin, Absolute 0 (273 derece C) sıcaklığın kesin yokluğudur. Soğuk yoktur, o yalnızca sıcaklığın yokluğunda duyumsadıklarımızı tarif etmek için yarattığımız bir kelimedir" der ve devam eder.- Profesör, karanlık var mıdır? - Tabii ki vardır. - Korkarım gene yanılıyorsunuz efendim. Çünkü karanlık da yoktur. Yasamda/ gerçekte karanlık ışığın yokluğudur. Biz ışık üzerinde çalışabiliriz ama karanlığı çalışamayız. Gerçekte, biz Newton'un prizmasını kullanarak beyaz ışığı kırar ve renklerin çeşitli dalga uzunlukları üzerinde çalışabiliriz. Ama karanlığı ölçemeyiz. Bir basit ışık karanlık bir mekânı aydınlatarak karanlığı kırmış olur yani karanlığı geçersiz kılar. Siz belli bir mekânın/uzayın ne kadar karanlık olduğundan nasıl emin olursunuz? Işığın miktarını ölçerek! Bu doğrudur değil mi? Karanlık insanlık tarafından, ışığın olmadığı yer/ mekân için kullanılan bir kelimedir. O zaman size son bir soru daha sormak isterim, efendim. Şeytan var mıdır? Bu kez profesör pek emin olamamakla birlikte cevaplar..- Tabii vardır. Açıkladığım gibi, biz onu her gün, her yerde görürüz. O, dünyadaki işlenmiş tüm suçlarda, şiddette yer alır. Bunların tümü şeytanın kendisinden başka bir şey de değildir.Öğrenci itiraz eder.- Şeytan yoktur efendim. Yani o kendi başına yoktur. Şeytan basit olarak Tanrı'nın yokluğudur. O aynen karanlık ve soğukta olduğu gibi insanın Tanrı'nın yokluğunu tarif etmek üzere yarattığı bir kelimeden ibarettir. Tanrı şeytanı yaratmadı. Şeytan/ kötülük insanın tanrısal sevgiyi yüreğinde hissetmediği zaman yaptıklarının bir sonucudur. O, aynen sıcaklığın olmadığı yere gelen soğuk, ya da ışığın olmadığı yere gelen karanlık gibidir.Profesör kürsüdeki yerine çöker. Genç öğrencinin adı Albert Einstein'dir.

VE BENİM SİYAHKİSSROCK OLARAK YORUMUM SUDUR aynı zamanda bay x SİZİN icin bir cevap: YUKARDAKİ,NİHİLİZM YANİ HİÇÇİLİK ESİNTİLERİNİN HİSSEDİLDİĞİ BİR YAZI OLARAK ALGILANMASINA KARŞIN,ASLINDA ALLAH'IN VAROLUŞUNU VURGULAYAN BİR YAZI.VARLIGI SORGULAYAN BİR YANI MEVCUT.BAKMAK,BAKIŞIN KAYNAĞINA HASTIR.ÜÇ BOYUTLU BİR ANİMASYON TASARIMINDA İŞİN MATEMATİK KISMIYLA İLGİLENEN FİZİKÇİLER YENİ BİR VAROLUŞ TASARLAR.YENİ KURALLARIYLA SANAL ALEMDE ORASI ARTIK"VAR"DIR.O ANİMASYONDA TASARLANMIŞ BİR KAPI,BİZ GÖZLERİMİZİ KAPASAK DA VARDIR.BAKIŞ,BAKIŞIN KAYNAĞINA HASTIR DEMİŞTİM.OYSA BİZ BAKMASAK TA YARATILAN ORDA .DEMEK Kİ BAKIŞIN KAYNAĞI BEŞER DEĞİL.HAKK'TIR..BİZ DE BAKARIZ GÖRDÜRTENİN YORDAMIYLA....BEŞER,RUHANİYET OLMADIĞI ZAMAN VARDIR.HOŞÇAKALIN BAY X...

Monday, January 21, 2008

HEYKEL

HÜSNÜ ŞENLENDİRİCİ VE AVRUPA YAKASININ BURHAN ALTINTOP'U ARASINDA GEÇEN meşhur "HEYKEL" DİALOĞUNA SON NOKTAYI BİR ŞİİRİMLE KOYMAK İSTİYORUM...

----SENİN HEYKELİN ----
HANGİ ESKİCİ DÜKKANINDADIR
KIRMIZI LOŞ IŞIKLAR ALTINDA
ÜSTÜNDE AĞLADIĞIM O SEDİR...
BENİM SAÇLARIM SİYAH,
ONUNKİLER KIZILMIŞ..
İSMİ DENİZMİŞ DEDİLER.
GÖRÜNÜŞÜ GÜZELMİŞ DE.
PEKİ BENİM GİBİ ÖPEBİLİR Mİ SENİ KLARNETLER PRENSİ
YASTIĞA SEN DİYE SARILIP AĞLAMIŞ MIDIR HIÇKIRIKLARLA..
HALILAR İPEK HALILAR YOK AYAKLARIM ÜŞÜYOR ÇIPLAK
SAAT ALDIM FATURASINI ÖDEYEMEDİM
HACİZ GELDİ EN ACIKLI OLANI..
PERDELER YOKGAZETE KAĞITLARIYLA ÖRTTÜM CAMI
BİR KEDİ UYUYOR DİZLERİMDE ADI DİREN...
ÇAĞIRDIKÇA BANA GÜÇ VERİYOR..
SALON BOŞ,PARKELER SOĞUK.
GEÇEN HAFTA YAPTIM
SALONUN TAM ORTASINDA DURUYOR
SENİN,BÜYÜK KİLDEN HEYKELİN.
BAKIYORUM ARASIRA ALTI LEOPAR,ÜSTÜ KLARNETLER PRENSİ.
AMA KANI YOK,DAMARLARI YOK,RUHU YOK...
BİR BEN,BİR SENİN KİLDEN HEYKELİN BİR DE KEDİ.
BAHSEDİYORUZ HAYATTAN,OTURUYORUZ KARŞILIKLI.
GEMİLERİM AÇIKLARINDA KAYBOLDU ÇOKTAN
GÖMÜ GİBİ GİZLENMİŞ DİPLERDE
SUSPUS KIRIK HANÇER SESİN...
BAĞIR KLARNETLER PRENSİ
BAĞIR HAVALANSIN KUŞLAR CAMİİ ÖNLERİNDE
BAĞIR TARÇIN KOKAN ERKEK!!!
ZEHİR ZEMBEREK GÜLÜŞLERİN,
SERİLSİN ATLAS DÖŞEK GİBİ GECEME...
HALİM HARAP İÇİYORUM
FATURASINI ÖDEYEMEDİĞİM NİCE SAATLERE
DEMEK BİR HİÇİM SENİN İÇİN ÖYLE Mİ
ŞARAP İÇİYORUM
BİR KIRMIZI YAKUTTAN KADEH ELLERİMDE....

zd

HEPİMİZ NAZİRE ŞENLENDİRİCİYİZ!!!!

Friday, January 18, 2008

Sunday, January 6, 2008

Wednesday, January 2, 2008

Tuesday, January 1, 2008